SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

CENAZELER BAHSİ

<< 941 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

45 - (941) حدثنا يحيى بن يحيى وأبو بكر بن أبي شيبة وأبو كريب (واللفظ ليحيى) (قال يحيى: أخبرنا. وقال الآخران: حدثنا أبو معاوية) عن هشام بن عروة، عن أبيه، عن عائشة. قالت:

 كفن رسول الله صلى الله عليه وسلم في ثلاث أثواب بيض سحولية، من كرسف. ليس فيها قميص ولا  عمامة. أما الحلة فإنما شبه على الناس فيها، أنها اشتريت له ليكفن فيها. فتركت الحلة. وكفن في ثلاثة أثواب بيض سحولية. فأخذها عبدالله بن أبي بكر. فقال: لأحبسنها حتى أكفن فيها نفسي. ثم قال: لو رضيها الله عز وجل لنبيه لكفنه فيها. فباعها وتصدق بثمنها.

 

[ش (سحولية) بفتح السين وضمها. والفتح أشهر، وهو رواية الأكثرين. قال ابن الأعرابي وغيره: هي ثياب بيض نقية لا تكون إلا من القطن. وقال آخرون: هي منسوبة إلى سحول مدينة باليمن تحمل منها هذه الثياب. (من كرسف) الكرسف القطن. (ليس فيها قميص ولا  عمامة) معناه لم يكفن في قميص ولا  عمامة، وإنما كفن في ثلاثة أثواب غيرهما، ولم يكن مع الثلاثة شيء آخر. (أما الحلة) قال ابن الأثير: الحلة واحدة الحلل. وهي برود اليمن. ولا  تسمى حلة إلا أن تكون ثوبين (إزار ورداء) من جنس واحد].

 

{45}

Bize Yahya b. Yahya ile Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ve Ebû Küreyb rivayet ettiler. Lâfız Yahya'nındır, Yahya (Bize haber verdi) tâbirini kullandı. Ötekiler: Bize Ebû Muâviye, Hişâm b. Urve'den, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivayet etti, dediler. Âişe şunları söylemiş.

 

«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Sehûliyye denilen pamuklu üç parça beyaz Yemen bezi içine kefenlendi. Bunların içinde gömlekle sarık yoktu. Hülle'ye gelince: Bunun Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e kefen yapmak için satın alınıp alınmadığında halk şüpheye düştüğünden hülle terk olundu. Ve Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beyaz pamuklu üç sehûliyye bezi içine kefenlendi.

 

Hülleyi Abdullah b. Ebi Bekir aldı. Ve:

 

  Ben, bu hülleyi kendime kefen yapmak için muhafaza edeceğim; dedi. Sonradan;

 

  Buna Allah Azze ve Celi, Nebi'i için razı olsaydı, ona kefen yapardı; diyerek hülleyi sattı; parasını da tesadduk etti.

 

 

46 - (941) وحدثني علي بن حجر السعدي. أخبرنا علي بن مسهر. حدثنا هشام بن عروة عن أبيه، عن عائشة. قالت:

 أدرج رسول الله صلى الله عليه وسلم في حلة يمنيه كانت لعبدالله بن أبي بكر. ثم نزعت عنه. وكفن في ثلاثة أثواب سحول يمانية. ليس فيها عمامة ولا  قميص. فرفع عبدالله الحلة فقال: أكفن فيها. ثم قال: لم يكفن فيها رسول الله صلى الله عليه وسلم وأكفن فيها ! فتصدق بها.

 

[ش (سحول يمانية) هكذا هو في جميع الأصول: سحول. أما يمانية فبتخفيف الياء على اللغة الفصيحة المشهورة. وسحول بضم السين وفتحها، والضم أشهر. والسحول جمع سحل وهو ثوب القطن].

 

{46}

Bana Aliyü'bnü Hucr Es-Sa'dî rivayet etti. (dediki): Bize Alîyub'nü Müshir haber verdi. (dediki): Bize Hişâmu'bnu Urve, babasından, o da Âişe'den naklen rivayet etti; Âişe şöyle demiş:

 

«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) evvelâ Abdullah b. Ebî Bekr'e âid bir Yemen hüllesi içine sarılmıştı. Sonra hülle, ondan çıkarılarak, üç aded pamuklu Yemen suhûlü İçine kefenlendi. Bunlar meyânında gömlek ve sarık yoktu. Abdullah bu hülleyi kaldırdı ve onun içine ben kefenlenirim; dedi. Sonradan: Bunun içine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kefenlenmedi de, ben mi kefenleneceğim; diyerek onu tesadduk etti.

 

 

(941) وحدثناه أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا حفص بن غياث وابن عيينة وابن إدريس وعبدة ووكيع. ح وحدثناه يحيى بن يحيى. أخبرنا عبدالعزيز بن محمد. كلهم عن هشام، بهذا الإسناد. وليس في حديثهم قصة عبدالله بن أبي بكر.

 

{…}

Bize bu hadisi Ebû Bekir b. Ebi Şeybe de rivayet etti. (dediki): Bize Hafs b. Gıyâs ile İbni Uyeyne, îbni İdris, Abde ve Vekî' rivayet ettiler. H.

Bize, bunu Yahya b. Yahya dahi rivayet etti. (dediki): Bize Abdülazîz b. Muhammed haber verdi. Bu râvîlerin hepsi Hişâm'dan bu isnâdla rivayette bulunmuşlardır. Onların hadîsinde Abdullah b. Ebî Bekir kıssası yoktur.

 

 

47 - (941) وحدثني ابن أبي عمر. حدثنا عبدالعزيز عن يزيد، عن محمد بن إبراهيم، عن أبي سلمة ؛ أنه قال:

 سألت عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم. فقلت لها: في كم كفن رسول الله صلى الله عليه وسلم ؟ فقالت: في ثلاثة أثواب سحولية.

 

{47}

Bana İbni Ebî Ömer rivayet etti. (dediki): Bize Abdülazîz, Yezîd'den, o da Muhammed b. İbrahim'den, o da Ebû Seleme'den naklen rivayet etti ki, Ebû Seleme şöyle demiş:

 

«Ben, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Âişe'ye sordum;

 

  Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kaç elbise içinde kefenlendi? dedim. Âişe:

 

  Üç sehûl elbisesi içine; cevâbım verdi.

 

 

İzah

Bu hadîsi Buhârî «Cenaiz» bahsinin bir iki yerinde; Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbni Mâce «Cenâiz» bahsinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kaç parça elbise içine kefenlendiği ihtilaflıdır. Hadîslerin bâzılarında üç parça beyan Yemen bezi ile; diğerlerinde evvelâ bir hülleye, sonra o çıkarılarak üç parça beyaz Yemen bezine sarıldığı bildiriliyor.

 

Hülle: Bir cinsten olmak üzere izâr ve ridâ' yani üst ve alt elbise, demektir. Bu elbise Yemen kumaşlarından yapılır.

 

Sehûl veya Suhûl: Pamuklu elbise, demektir.

 

Ebû Dâvûd'un «Sünen» inde rivayet ettiği bir hadisde Resûlullah {Sallallahu Aleyhi ve SelIem)'in «Hibera- denilen bir nev'i Yemen kumaşi ile kefenlendiği, sonra o elbise çıkarıldığı bildiriliyor.

 

Yine Ebû Davud'un «Sünen»inde buradaki rivayet bulunduğu gibi İbni Abbâs' dan nakledilen başka bir rivayette üç Necrân elbisesi ile yâni iki elbiseden ibaret bir hülle ve içinde vefat ettiği gömleği ile kefenlendiği bildiriliyor.

 

Osman b. Ebî Şeybe: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) üç elbise ile yâni kırmızı hülle ve bir de içinde vefat ettiği gömlekle kefenlenmiştir, diyor.

 

Bezzâr'in rivayet ettiği bir hadîse göre: Resulullah tSallallahu Aleyhi ve Sellem) yedi parça kumaşla kefenlenmiştir. Bunların üçü sehûl bezindendir. Bunlarla beraber gömlek, sarık, don ve altına yazılan bir de kadife vardır.

 

İbni Adiyy'in rivayet ettiği bir hadîste İbni Abbas {Radiyallahu anh) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) iki beyaz sehûl kumaşı ile kefenlendi, demiştir.

 

Tirmiizî diyor ki: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kefeni hakkında muhtelif rivayetler vardır. Bunların içinde en sahih olanı  Hz. Aişe  hadîsidir»

 

Lügat ulemâsından Ezherî'ye göre; Sehûliyye: Yemen de bir yerin ismidir. Orada kumaş dokunur.

 

Sûhûliyye ise: Beyaz kumaş, demektir. Bâzıları «Sehûliyye» kelimesinin Yemen'de bir yere mahsûs ism-i mensûb olduğunu; Suhûliyye ise: Pamuklu kumaş, mânâsına geldiğini söylemişlerdir. Hattâ «Sehûl: Yemen'de bir kabiledir. Yemen elbiseleri bu kabileye nisbet edilir; Sahi: Beyaz elbise, demektir, cem'i suhûl gelir.» diyenler de olmuştur.

 

Daha başka tefsirler yapanlar da vardır.